2 Ekim 2011 Pazar

Sen büyürken,bunu unutmamam Lazım Devrim

Sürekli değişmek gelişmek isterim ama
Mutlu olamam değişirsem,
Salt sizin bencilliğinizi doyurmak için
Hoşnut da olamam eleştirdiğinizde beni
Sizin gibi düşünmediğim
Ya da görmediğim için sizin gibi...
'Uyumsuz' diyorsunuz bana.
Oysa inançlarınıza her karşı çıkışımda,
Siz de benimkilere karşı çıkıyorsunuz...
Ben aklınızı biçimlendirmeye çalışmıyorum ki...
Kendinizi bulma savaşı veriyorsunuz
Biliyorum ve anlıyorum sizi;
Ama ne yönetmenizi isterim beni,
Ne de akıl vermenizi kabul ederim.
Çünkü kendimi bulma çabasındayım ben de...
Çünkü ben yalnızca bana benzerim...


Leo Buscaglia

Senin birey olduğunu,isteklerinin,arzularının bizimkilerden farklı olduğunu,benim seni doğurduğumu ama senin hayatını senin şekillendirmen gerektiğini,sadece yeri geldiğin de,istediğinde rehberlik etmem gerektiğini,sana ve kararlarına saygı duymam gerektiğini,sen büyürken bunları unutmamam lazım.

26 Eylül 2011 Pazartesi

Yoksa siz hala ötekileştiremediklerimizden misiniz?

Bugünda nurturia da neredeyse gün boyu bunu konuştuk.Sonra ben gece boyu düşündüm,o kadar çok ötekiydim ki,artık nasıl oluyorsa o kadar çok öteki olmak,o kadar ötekiydim işte.Annemin menepoz sanması üzerene aldırılamamışdım bu hayattan.Zamanın da fark etseler zaten gelişimi,doktor,doktorgezip cinayetlerine ortak aramak zorunda kalmayacaklarmış.Sıkıntılı bir gebelikmiş,Çok daha sıkıntılı bir doğum olmuşum,15 saatte makat geliş bir vajinal doğum öyküsü ile başlamış hayatta yaşadığım ilk terslik.Türkiye de kürt olarak doğmuşum,aslında ne türk olabilmişim,ne de kürt kalabilmişim,sonunda ben dünya vatandaşlığını seçip kimlik bunalımından kurtuldum.

Derken ergenlik dönemi,ilk asiliklerimiz,sonra hayata başka bir yerden bakmak,farklı bir dünya mümkün.İşte dünya görüşüm,beni ararken biz olmak,bireyselleşemeden toplumsallaşmak.Yine ötekileşmişim,biz olabilmenin güzelliğini anlatırken hemde.Paylaşmanın zevkini almışım ya bir kere geri dönememişim.

Sonra sen çıktın bu hayattan,sende ötekiydin sorun yoktu bu yüzden.Bu defa ailelerimize çok öteki geldik.Ne yapalım dayanamadık mahalle baskısına evlendik.yok yok yanlış anlaşılmasın,iyi ki evlendik.Önce resmi nikah,ardından dini nikah,az geldi bir de dede nikahı,yetmezse bir de klise de pastör kıysın,al sana çok nikah tek eş.

Apansız esen bir rüzgar,tık tık.Şimdi mi?Ama çok erken derken Devrim geldi.Artık öteki değildik ötekilerdik.Ama biz hiç istemedik,istemedik Devrim'in ötekileştirmesini.Tekerlekli sandalyede oturan arkadaşını,kimliğinden dolayı sorgulanan insanı,hiç tanımadğı ve renginden dolayı ötekileşen canlıyı,ötekileştirmesini hiç istemedik.Biz hep ötekileştirildik,yolda yürürken ötekileştirildik,sınıfta ötekileştirildik,kadın olduğumuz için ötekileştirildik,düşündüğümüz için ötekileştirildik ama hiç kimseyi ötelemedik,hep yanımızı açtık,evimize buyur ettik.Devrim de bunu yapsın istiyoruz.Tahammül zorunluluğundan değil,saygı beklendiğinden değil,insan olduğundan ve insanı tüm insana has özellikleriyle kabul ettiğinden.Devrim ötekileştiremediklerimizden olsun istiyoruz.

27 Haziran 2011 Pazartesi

Nereden başlasam

Devrim ilk doğduğunda başlayıp sonra yarım bıraktığım bloguma geri dönmeye karar verdim ve daha ben bu ilk cümleye başlarken Devrim uyandı ve yine ara veriyorum ama bu defa çok kısa olucak bu ara